22 Kasım 2009 Pazar

4.Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali

Bu akşam 21.30 başlayacak filmin sonunda 4. festivalide bitirmiş oluyoruz. Her sene vize haftasına denk gelsede Bursa için faydalı bir 10-12 gün geçiyor diyebiliriz. Tabi ben tarihi eleştirdiğimde organizatörlerde bizi eleştireceğine okulu bitirseydin iki tarafta kurtulurdu diyebilirler, saygı duyarım. Zaten Antalya Film Festivali'nden hemen sonraya denk geldiği için tarihi değişecek.
Öyle çok bi sinema bilgisi veya birikimi olan biri olmamakla beraber severim festival filmlerini izlemeyi. Zaten gittiğim filmlerin büyük çoğunluğunu oluşturuyorlar. Çünkü gidemiyorum şu popüler filmlere. Nedenini bilmiyorum ama gidemiyorum. Şimdi aklıma gelen James Bond, Batman, Vali ve Polis...Polis'in tarihi 2006 galiba. İşte 4 sene 4 film.
Bu haftaya bakalım.Bahtıkara, Ressam, 40.Kapı, Mommo...Mommo'nun tarihi...:) Çarşamba akşamı. 4 gün 4 film. Tabi bu filmlerin iki tanesinin en iyi film, bir tanesininde en iyi yönetmen ödülü alması daha bir güzel oldu. Seneye görüşmek üzere beyaz perde. Gerçi bir tane popüler film hakkım var, onu kullanırım seneye kadar.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Evde suşi yapımı

Bir blog -sağolsun- suşi yapımını tarif etmiş. Hem insanlığa faydam olsun hemde aradığımda bulayım diye buraya koyuyorum. Yapın yaptırın.

1) Nori (a.k.a yosun. Migros'ta ya da büyük marketlerde satılıyor.)
2) Pirinç (Basmati olmayacak, kısa pirinçler makbul. Calrose olabilir)
3) Havuç
4) Salatalık
5) Somon füme
6) Surimi (marketlerde var, yengeç eti)
7) Hasır amerikan servis. (suşi roller bulamayanlar için ideal)
8) Soya sosu ve wasabi

(başka malzemeler de konabiliyor, tercihe bağlı)

Pirinç haşlama kısmı oldukça basit, bire bir ölçü denen haltı kullanmamak lazım yalnız. Bir bardak pirince üç bardak su katınız efendim. Ha, bir de pirinci yıkamadan haşlamak gerekiyor ki yapışkan bir hal alsın. Sebzeleri uzunlamasına ya da Frenklerin dediği gibi julyen doğradıktan kelli, yosunu amerikan servisin üzerine koyunuz. Tırtıklı kısım içe gelecek, yani yosunun tırtıklı kısmı. İçine pirinci koyup yaymak gerekiyor. Bir kase suda narin ellerinizi ıslatıp, pirinçleri iyice bastırın. Sonra üstüne salatalık, somon, havuç, işte ne istiyorsak koyuyoruz. Sarma kısmı az buçuk çetrefilli ama şipşak öğreniliyor. Olay şu; amerikan servisi kullanarak rulo yapmak gerekiyor. Bir tur döndürüp bastırın, hafifçe itip tekrar bastırın, rulo tamamiyle bitinceye kadar bunu yapmaya devam edin. Artema gibi yani. Sonunda şahane bir rulomuz oluyor. Keskin bir bıçakla kesiniz, oldu da bitti maşallah. Az biraz wasabiyi soya sosuyla karıştırıp, suşilerimizi banıyoruz, şapır şupur yiyoruz.

30 Temmuz 2009 Perşembe

Mika Hakkinen

O kadar güzel tamamlıyorlardı ki birbirlerini, Hakkinen gitti sanki Schumacher mahalleden arkadaşı giden çocuk gibi çıkıyordu yarışlara. İtalya 2000'e gidelim. Görüntüyü izlediğimizde hem Hakkinen'in adamlığını hem de aralarında ki arkadaşlığı görüyoruz.

http://www.youtube.com/watch?v=rdVqhpO3-S0

1- Schumacher ağlamaya başladığında kardeşinden önce elini omzuna atması.
2- Bana soru yöneltin anlamına gelen o el hareketi.
3- Ama en bomba olarak o'nunda soruyu cevaplayamaması.
Daha süper bir basın toplantısı hatırlamıyorum.

p.s:Yazmaya başlamadan hemen önce bir arkadaşımın söylediği gibi Avrupa Gp'de Schumi-Kimi-Hami basın toplantısı bekliyoruz.

Google reklam servisi

Schumacher'in f1'e dönmesine hepimiz gibi şaşırmış hatta İstanbul gp için bilet reklamlarına girişmiş. Ama hacı bi yanlışlık yok mu?
- İstanbul gp güzel bir haziran haftasonuydu yaşandı bitti.
- 2010'da olmayacak diyorlar. Barnie -süper bir pist aynen devam- diyor. patrona güveniyoruz.
- Ama bu hayal sadece 7 yarış için görülecek.
Seneye massa geliyor.ama kaçırmayalım beyler. Ana tribünler 80 Euro'dan gidiyor.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Sürekli büyüyor efendim durduramıyoruz

Evet şimdide bu çıktı sevgili okurlar. Şehir kuruyorsun, genişletiyorsun. Simcity'nin basit hali ama aynen mybrute gibi günde 10 dakikadan fazla vaktini almıyor. Bekliyorum...

http://carradineland.myminicity.com

25 Nisan 2009 Cumartesi

My Brute

Eskiden cd alınırdı marketlerden yüklenirdi bilgisayara; grafiğe filan dikkat edilirdi (Erhan hatırlıyorsun dimi). -Marketlerden alınırdı diyorum, herhalde pasajdan korsan alacak değiliz!- Ama web 2.o'ın gelişimiyle birlikte oyunlar web browserlarında oynanır oldu. Travian, Omerta gibi oyunları oynayan onlarca kişi görmeme rağmen hiç ilgimi çekmezlerdi. Ama 3-4 gün önce benimde birşeyler karaladığım ekşisözlükte mybrute oyununu görünce -birazda vakit geçirmeye çalıştığımdan dolayı- kaydoldum. Müthiş. Günde en fazla 10 dakikanızı harcayabiliyorsunuz. Ama ertesi gün seni bekleyen sevimli bir savaşçın olduğunu bilmek enteresan oluyor. İşte linki aşağıya yazıyorum sevgili okurlar. Bu linkten tıklayarak girinde bana puan kazandırmış olursunuz. Teraziye tıklayın gibi oldu galiba...

http://carradine.mybrute.com/

29 Mart 2009 Pazar

Seinfeld

Blog başlığında iki yere gönderme var. Birincisi Seinfeld'i açıkladığı cümlesinden esinlendiğim Larry David. Bilindiği üzere kendisi bu sit-com'un yapımcısı ve senaristi. 9 sezon süren dizide bu görevleri 6 sezon boyunca Jerry Seinfeld ile paylaşmıştır. 9.sezon finalinde ise özel istek üzerine yardımlarını esirgememiştir. Gelelim Seinfeld'e...

Seinfeld. 'Hiçbirşey hakkında dünyanın en komik dizisi' diyor David. Jerry kafasında canlandıramıyor. Bunun üzerine David şöyle açıklıyor. 'Sabah uyandın, mısır gevreğini yedin, evden çıktın, mesain başladı, akşam eve döndün, arkadaşlarınla takıldın. İşte sana bir bölüm.'

Ben Seinfeld'in 10 bölümünü izleyip kalanını izlemedim diyen birini görmedim. Ya ilk izlediğin bölüm seni kesinlikle sarmaz bir daha bir karesini dahi görmek istemezsin ya da 9 sezonda yayınlanan 165-170 bölümü bitirmek senin için bir görev haline gelir. Jerry'nin müthiş esprileri, Costanza'nın saçmalıkları-iğrençlikleri-tripleri, Elaine'in soğukkanlı bir şekilde olayların üstesinden gelişi, Kramer'in... Evet 100 saniyelik bir düşünüşten sonra oraya koyacak bir kelime bulamadım. Belki örnekler işe yarar. Bu arada spoiler diyelim.

-Tanesine 25 cent daha fazla depozito ödemesi yapıyorlar gerekçesiyle bir kamyon dolusu şişeyi başka bir eyalete götürmeye çalışmak.
-Eve aldığı havuzdaki suyu ısıtmak için fazlasıyla ısıtıcı kullanıp tüm apartmanın elektriğinin kesilmesine sebep olmak.
-Evinin karşısına açılan tavuk dükkanının totem tabelası gece kendisini rahatsız ettiği için dükkanı iflas ettirmeye çalışmak.
-Manhattan'da dolaşırken tuvalete para vermemek için kiralık bir evi tutma düşüncesi varmış gibi emlakçıyı kandırmak ve tuvaleti kullanmak.

Seinfeld üzerine kitap yazılan bir sit-com. Cheers bu işin başlangıcı ise Seinfeld doruk noktasıdır. Yenilere ilham kaynağı olabilir ama geçileceğini zannetmiyorum.

Formula 1'in sine-i millete dönmesi

O zamanki ismiyle Türkiye 1.futbol ligi maçlarını ücretli yayınlayarak futbol kulüplerine maddi destek sağlamak amacıyla kurulan Cine 5 Televizyonu'nda yayınlanmaya başlamıştı formula 1. Futbol maçlarını ve gişe filmlerini şifreli yayınlayan kanal, basketbol maçlarını ve formula 1 yarışlarını engellemiyordu. Daha sonra Ntv'ye geçen yayın hakkı ile beraber, '80'lerde çocuk olanların' bu hızlı arabaların yarışlarına fazlaca ilgili olmaları; formula 1'i, ilgi sıralamasında futbol ile basketbolun arasına sokmuştu. Tabi Efes Pilsen basketbol takımı sayesinde doruk noktasına ulaşan basketbol sevgisinin Petar Naumoski'den sonra inişe geçmesini unutmamak gerekir.

Hızlı arabalara dönecek olursak efsane Michael Schumacher'in yarışmayı bırakması ve yarışları yayınlayan Cnn Türk Televizyonu'nun karasal yayından kaldırılması Türkiye'de formula 1'e olan ilgiyi ziyadesiyle azaltmıştır. Gelgelelim bu 3-4 yıllık uydu anteni macerası bu haftasonu itibariyle nihayete kavuştu. 'Milletin' kanalı Trt, yarışseverlere son kıyağını yaptı. Üstelik bir bonus ile beraber.

Okay Karacan. Herhalde sokağa çıkıp f1 ile ilgili-ilgisiz insanlara şu soruyu sorsak, zannediyorum 2 kişiden birinin cevabında Okay Bey'in ismi geçecektir.
-Formula 1 hakkında 3 isim söyler misiniz?

Evet yayın anlamında 2 sevindirici gelişme ile başlayan formula 1 2009 sezonu gerek değişen kurallar gerekse ilk yarış sonuçları açısından derinlemesine değinilmesi gereken bir konu. Fakat yayın hakkında yazacaklarım şimdilik bu kadar.