4 Nisan 2011 Pazartesi

En büyük hile, hilesizliktir.

Blogspot kapanmıştı, bugün laptoptan denedim açıldı. İnşallah genel olarak yasak kalkmıştır. Tabii ki, paragraflara filan dikkat ettim yazıda ama kaydet dediğimde düz yazı olarak atıyor. Gözümsünüz. Cuma günü sabahtan rutin ziyaretler için İstanbul'a ayak basıyorum. Akşama kadar işim var. 8 gibi işim bitiyor ve Beşiktaş'ta M.'nin okuldan çıkmasını bekliyorum. 5-6 saat sonra Kadıköy'ünden! (biz eskiden İstanbul'da böyle konuşurduk efenim) otobüse bineceğimden öyle takılacağız rahat rahat. Neyse tabi ben beklemekten rahatsız olarak M.yi arıyorum. Meşgule atıp mesaj çekiyor.
-Yarım saate çıkacağım. Ön kapıdan gir kantinde emre var abi. Benim iç ses cevap veriyor: -Amaann takılırım çarşı'da biraz daha, bir de şimdi kantinci Emre Abi ile tanışamayacağım. Ulen takoz. Tamam 5 senedir çarşıya gelmemişsin, özlemişsin ama dur iki saniye mesajı adam akıllı oku. Halbuki sonra tanıştık, Emre arkadaş canayakın, pozitif, çok muhabbetşinas bir adammış. Emre abi diye okursan tabi kantinci olur o sana.
Neyse M. çıktı dersten. Dedi ki abi üst katta 80'ler partisi var ben Emre'nin kartını aldım gel girek. Sağolsun ben yarın Adana'ya gideceğimden şive sıkıntısı çekmeyeyim diye birkaç saat böyle konuştuk. Öğrenci giriş kapısında turnikelere dayandık. M. kendi kartıyla geçiş yaptı tabi aynı saniye içerisinde ben de okuttum ama geçiş vermiyor. Hayır hiç bir ses filan yok makinada. M. döndü. Tabi hemen arkamızda güvenlik görevlisi. Bizim ŞŞAL'da 'şerif' olarak seslendiğimiz abi.
M.: Ne oldu okumuyor mu?
S.: Valla dokunduruyorum ama...(iç ses: tamam böyle şey görmedik 6 sene okuduk, fakat sabah bir plazaya girerken güvenlikten böyle geçtim. Antremanlıyım yani.)
M.: Ya şöye tutsak filan. Allah Allah.
S.: Buraya dokundurmuyor muyuz? (iç ses: valla kartın üzerinde türk telekom filan yazıyor ama bizimkiler aynı zamanda orada çalışıyor ya, entegre kart çıkarmışlardır herhalde.)
M.: Agadi yanlış kart mı çıkardın acaba cüzdandan? (bak burada tribünlere(şerif'e) oynuyoruz. Ulen sen verdin kartı 5 saniye önce bana.
S.: Sürtecez mi acaba kredi kartı gibi. (hani artık çare kalmadı, saçmalamalar başladı. iç ses: vay be adamlar ne teknoloji kurmuşlar. emre arkadaş( ki kendisini henüz tanımıyorum adamın kartını kaptıracağız) binadan çıkış yapmadığından tekrar bir giriş kabul etmiyor.) Yuhh. Yani oha. Abi 4 buçuk saniye içerisinde bu kadar mı diyalog, olay, düşünce olur. Şerif'e daha fazla kıl kaptırtmadan M.çıkış yapıyor ve biz kendimizi dışarı atıyoruz. Kart mı bozulmuş arkadaşlar sorusuna "Yo yo birşey yok" cevabı veriyoruz. O zaman ne ayak sorusu gelebileceğini düşünmeden. M. diğer kapıyı deneyelim diyor. 3 tane şerif var burada. 6 saniye içerisinde gerçekleştirdiğimiz ehliyet-yaka kartı değiş-tokuşunun ardından ikimizde okula dahil oluyoruz. Ve 6 saatin 3'ünü burada geçiriyoruz.

p.s.: Şu anda Elif'i okuyorum da yazarın arkadaşı için kullandığı J. kısaltmasından esinlendim ve ben de M. kullandım. Hani gizli birşey yok kendisi can dostum Mustafa'dır. Paulo'ya bir selam etmiş olduk böylece.