13 Şubat 2013 Çarşamba

Portakal suyum olmadan uçamıyorum

90'lı yılların sonlarında yaptığı gösterilerinde bu cümleyi kullanan Cem Yılmaz'a gülüyorduk. 5-6 gündür THY ile ilgili yapılan konuşmalar da bana bunu hatırlatıyor.
Bu kadar basit ve saçma bir kaynağa sahip olan bu tartışma, beklediğim gibi 2 gün içerisinde dinmeyip bugüne kadar uzayınca beni de -uçaklara ve havacılığa karşı ilgili biri olarak- bir şeyler söylemeye zorladı.

Öncelikle tartışmanın çıkış noktası olan şu saçma kıyafetleri es geçmek istiyorum. Kim oldukları dahi bilinmeyen 4-5 mankene giydirilmiş, neresi olduğu bilinmeyen bir mekanda muhtemelen bir cep telefonu kamerasıyla çekilmiş kostümlerin resmine bakarak, THY gibi bir firmanın kıyafet reformu yapacağına ihtimal vermediğimden üzerine konuşmaya gerek görmüyorum. Gelgelelim çok eski fotoğraflarda ki şıklığı görüyoruz; bunun üzerinde son kreasyonunu Vakko firmasına hazırlatıp gene şıklığına devam eden yönetim böyle basit bir iş yapacak olamaz.

Alkol servisinin durdurulması olarak lanse edilen olayın iç yüzüne bakacak olursak:
THY şimdiye kadar iç hat uçuşlarında business class'ta, dış hatlarda ise her 3 class'ta da alkol servisi yapmaktaydı.
İç hatlarda 36 noktanın zaten sadece 16 tanesinde business class bulunmaktadır. Şimdi bunların 10 tanesinde alkol servisi durdurulmuştur. Az çok lojistik bilgisi bulunan bir kişi her seferde yüklenen fakat çok az tercih edilen hatta hiç istenmeyen ürünlerin uçağa yüklenmemesinin ne kadar mantıklı olduğunun farkına varabilir.
Kalan 6 hatta alkol tüketildiğinden alkol servisine devam edilmesi de bu iddiayı kanıtlar niteliktedir.

Dış hatlara gelecek olursak ise aynı tablo gene karşımıza çıkmakta. 183 noktaya uçan ve sadece 8 noktada içki servisini durdurup geri kalan 175 noktada devam eden bir anlayış var. Bunu o destinasyonların yolcularının alkol almak istememeleriyle direk alakası olduğunu kestirmek güç olmasa gerek.

Rakamları bırakıp şimdi işin aksiyon yönüne bakalım:

Yani öyle bir yaygara koparılıyor ki, sanki tüm Türkiye THY ile uçuyor ve de hep business uçuyor, alkol almadan da uçamıyor. Yani bu bir ikram adı üzerinde. Adam verirse yersin, içersin vermezse sen bana neden ikram vermiyorsun demezsin. İn aşağıya ne içmek istiyorsan iç. Hayır onu da geçtim Türkiye'nin hemen her noktasına gitmiş biri olarak ben daha bir kez dahi business uç-a-madım. Ama öğrencisi, askeri, işe yeni girmiş genci herkes business müdavimiymiş çok şaşırdım. Üstelik hep de şu kaldırılan 10 noktaya uçuyorlarmış, o da ayrı bir konu.

Toparlayacak olursak. Rakamlara baktığımızda bunun bir içki yasağı olmadığını çok net görüyoruz. Benim için havayolu tercihimde etkili faktörler, servis kalitesi, hosteslerin kıyafetleri ve güzelliği, reklamlarda oynattığı yıldızlar veya yönetim kurulunun inançları değil; uçaklara gerekli bakımların yapılıp yapılmadığı, uçakların yaşı, güvenlik önlemleri ve bayrak taşıyıcı havayolu olup olmamalarıdır.