16 Eylül 2012 Pazar

Bir acayip Konya günü

Diğer gezilerden farklı olarak -sabah ilk uçakla gidip akşam son uçakla dönecek olamama rağmen- günün büyük çoğunluğunun toplantının yapılacağı otelde geçeceğini tahmin ettiğimden ne çok araştırma yaptım ne de arkadaşlarımın tavsiyelerini planladım yola çıkmadan önce. Zaten etli ekmeği denemiştim, beyaz şeker desen onunla büyüdük, mevlana desen her zaman bağlıyız; bu sebeplerle bu Konya ziyaretinde beni sadece toplantıya katılmak ve arkadaşlarla hasret gidermek konuları ilgilendirmekteydi.

İşlerimizi bitirip 5 gibi otelden ayrıldığımızda önce Konya'ya tepeden bakabileceğimiz yüksekçe bir yere gittik ardından 5 gerçek 1 de fahri Rizeli olarak bizim çay bağımlılığımızı gidermek için gene farklı bir çay bahçesine oturduk. Buraya kadar gayet normal olan gün birazdan alınacak nikaha gitme kararı ile değişecek, şenlenecekti. Alelade bir günde biraz daha takılıp havalimanına doğru yola çıkılması gereken grubumuz fuar merkezinde ki düğüne doğru yol alıyordu.

Gideceğimiz nikaha 4-5 bin kişinin gelmesi planlandığından böyle bir merkezde düzenlenmesi uygun görülmüş. Tabi biz uzaktan tanıdıklar olarak 4500. davetlinin duracağı noktanın yakınlarında takılmaya başladık. Amacımız hem bir hayırlı olsun demek hem de 1-2 tabak pilav yemek hazır gelmişken. Ve tabi değişik kültürleri tanımak.

Evet-evet olayının hemen ardından hall 2'ye geçiyoruz. Onlarca masa ve her masada 8-10 kişi var. İşte acayiplikler burada başlıyor. Gelenek 1: Masa bulmak için o anda dolu olan bir masanın etrafına gidiyorsun ve sandalyenin tam arkasında duruyorsun. O anda yemek yemekte olan arkadaş yemeğini bitirdikten sonra sen oturuyorsun. Ne o acele ediyor ne de senden rahatsızlık duyuyor. Ama sandalyenin tam arkasında durman lazım lakin diğer arkadaşınla konuşurken yerin kapılabilir ki bizim başımıza geldi. Masa aynı anda yemeği bitirip kalkıyor ve sizin grubunuz oturuyor. Eğer o ana kadar tanışık değilseniz farketmez, artık siz bir yemek masası kardeşisiniz. Herkes önünde duran kullanılmış kaşıklarla masaya vurmaya başlıyor. Bu garsonun gelip masanızı temizlemesi için bir işaret. Masa temizleniyor ve ilk olarak pilav gelecek. Eğer şefi kandırabilirseniz kendinize 'denizaltı' tabak yaptırabilirsiniz. Bu normalin iki hatta üç katı et ve bol yağlı pilav anlamına geliyor. Bizim ilk tabağımız bu şekilde oldu. Yemek tek tabaktan yeniyor. Masada su ve meyve suyu da var. Tüm yemek çok hızlı yeniyor ve ufak bir nüans olarak kaşığı hiç elinden bırakmıyorsun. Tabak 70-80 saniye içerisinde bitiyor ve hemen o an 2 çok büyük kasede yoğurt çorbası geliyor. Gene aynı kaselerden çorbaları içiyoruz ve hemen ardından bir tabak daha pilav geliyor. Bir kaç dakika içerisinde bitiyor ve benim için günün en anlamlı dakikaları başlıyor. Çünkü 2 çok büyük kasede bamya çorbası masada... Tadı çok güzel ama asıl amacı sindirime yardımcı olmakmış bunun çünkü bir tabak daha pilav geliyor. Bu arada tabak dediğim büyük boy salata tabağı. Biz bunu da bitirirken gene aynı tabakta helva geliyor. Hemen ardından da 2 büyük tabakta zerde tatlısı. Zerdeden son kaşıklarımı alırken yavaştan başım dönmeye başlıyor, ama sıkıntı yok. Nasılsa uçak yolculuğunda yanımda arkadaşım var deyip kendimi rahatlatıyorum. Yemeğin bitmesinde yakın masada dua edilip yavaş yavaş kalkmaya hazırlanılıyor. Bu arada biz daha yemeğin ortalarındayken bir amca grubu masamıza gelip beklemeye başlıyor ama hiç kimse kesinlikle rahatsızlık hissetmiyor. Onlarda da herhangi bir homurtu veyahut saygı beklentisi yok. Ama tabi biz Rizeliler olarak bu durumdan gayet rahatsızız ve bu az yememize neden oluyor.

Bu enteresan dakikaları sonlandırıp dışarı çıktığımızda siz 'Konyalıysanız acayipseniz' biz de 'Rizeliyiz çılgınız' deyip otoparkın ortasında aracın farlarını yakıp horon vuruyoruz. Tabi artık bu horon ayrılığın habercisi oluyor. Grubumuz 3'e ayrılıp Konya'ya, Rize'ye ve İstanbul'a doğru yola çıkıyor.

İşte size 10 gelenekle Konya nikahı nasıl olur anlattım. Tabi belirtmekte yarar var bu gelenekleri gerçekleştirirken en ufak bir yanlış anlama veya alınma veya rahatsız olma gibi durumlar söz konusu değil. Herkes eğlenceli 30-40 dakika geçirmek için bunları yapıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder